Olayların yaşandığı bölgelerde sahada
bulunan insanların paylaşmış oldukları görüntüler, sesler ve konum bilgilerinin
herkesin kullanımına açık olması Açık kaynak istihbaratı ya da diğer adı ile
Open Source Intelligence (OSINT) adlı istihbarat türünün öne çıkmasına
neden oldu.
Peki açık kaynakta yer alan bilgiler nasıl istihbarat bilgisine çevrilir? Bilgi hangi süreçlerden geçer ve hangi hususlara dikkat edilir? Bu yazıda henüz yeni yaşanmış Libya vaka çalışması üzerinden OSINT'in neler ortaya koyabileceğine ve bu sürecin nasıl geliştiğine ışık tutacağız.
Bu yazıda en fazla
vurgulayacağım nokta, buradaki bilgilerin hepsinin açık kaynak istihbaratı
(OSINT) ile elde edildiğidir. Hiçbir şekilde devlet kurumlarından yardım
alınmamıştır ki sadece 20 yaşında basit bir üniversite öğrencisi olduğumu
düşünürsek buralara ulaşmam da mümkün değildir.
Not etmem gerekiyor ki
Libya’daki hesapların güvenilirliği oldukça düşük. İstatistiksel açıdan
bakarsak yaptıkları 5 paylaşımdan 4’ü gerçek değil veya eski. Bu durum hem
Ulusal Mutabakat Hükümeti hesapları hem de Hafter milislerinin hesapları için
geçerli. O yüzden araştırmaya başlarken en şüpheli nasıl yaklaşabileceksem o
şekilde başladım.
Gemilerimizin zaten Orta
Akdeniz civarında olduğunu ve İtalya, Fransa, Yunanistan dahil pek çok NATO
ülkesiyle ortak tatbikatlar gerçekleştirdiğini biliyorduk.
Bunlara ek olarak daha
önce medyaya düşen haberlerde Türkiye’nin Trablus’u korumak için Libya ile imzalanan mutabakatlar neticesinde Türk donanmasını göndermeye hazır olduğunu da biliyorduk.
Trablus’u korumak için donanma da mı göndereceğiz acaba?
Bloomberg haber başlığı, kaynak olarak üst düzey bir Türk yetkiliyi alıntılamışlar. pic.twitter.com/puNFG8RtNA— Turkish Market (@kamerknc) December 28, 2019
— Turkish Market (@kamerknc) January 4, 2020
Geminin dış görünüşüne
bakınca oldukça tanıdık geliyordu. Daha sonra fotoğrafın eski ve gerçek olup
olmadığını kontrol ettim. Fotoğrafı geçmişe yönelik olarak gerekli yerlerde
taratınca fotoğrafın yeni olduğu sonucuna neredeyse kesin olarak vardım.
“Neredeyse” diyorum çünkü
bu taramalarda fotoğrafın arşivlerde olmama olasılığını da hesaba katmak
gerekiyor.
Fotoğrafın yeniliğinden
nispeten emin olduktan sonra Twitter’daki TSKMap grubumuzda konuyu diğer
arkadaşlarla paylaştım. Fotoğraftaki geminin TSK’nın elinde Gabya sınıfı
fırkateynlere oldukça benzediği konusunda hemfikirdik ancak emin olamıyorduk
zira bu gemi, eski adıyla Oliver Hazard Perry idi ve bölgedeki diğer ülkelerde
de mevcuttu.
İlk araştırmalarımızda bu
tip bir geminin bölgede Mısır’ın da envanterinde olduğunu gördük. İşin içinden
kendimizin çıkamayacağı açıktı. Bu gemi gerçekten Mısır gemisi de olabilirdi,
malum olduğu üzere Mısır, Libya’da Hafter’in bir numaralı destekçisi.
Daha sonra önceleri takip
ettiğim savunma sanayiinde özellikle gemilerle ilgili uzman düzeyinde bilgileri
olduğunu düşündüğüm @sntrk_34 Bey’e DM atarak bu geminin bize ait olup
olmadığını teyit edip edemeyeceğini sordum.
@sntrk_34 Hoca’mız da hemen cevap vererek bizim daha önce grubumuzda tartışığımız şekilde bu geminin bölgede Mısır’ın
envanterinde olduğunu belirtti ancak bu sırada fotoğraf ı derinlemesine incelemeye de
başladı.
İlk fark ettiğimiz detay,
geminin kıç kısmınında bulunan Sikorsky S-70B/28D Sea Hawk oldu. Bu tip bir
helikopteri OHP sınıfı fırkateynlerde tek kullanan ülkenin Türkiye olduğunu
biliyorduk. Ancak başka ülkelerde de olabilirdi ve bundan haberdar
olmayabilirdik.
Daha da derine indiğimizde
ise ön direkte SMART-S Mk2 3-D radarı ve Mk 41 VLS gölgesinin mevcut olduğunu
saptadık. Çoğul fiiller kullanıyorum ancak bu tespitleri tamamen @sntrk_34 Hoca'mız
yapmıştır onu da belirtmek istiyorum. Bu andan itibaren geminin bize ait
olduğuna emindik çünkü G-sınıfı fırkateynlerimiz Ağutos 2012’de G-Sınıfı
Firkateyn Savaş Yönetim Sistemi Modernizasyon Programı [G-GSMP] ile modernize
edilmişti ve bu özelliklere sahip tek OHP sınıfı gemiler bizim envanterimizde
idi.
G-sınıfı gemilerimizin ana
radarları ASELSAN’ın lisans altında ürettiği Thales Smart-S Mk radarı ile
değiştirilmiş, bu sınıfın 4 gemisi yani TCG-Giresun, Gediz, Gökova ve Göksü
firkateynleri kapsamlı modernizasyona tabi tutulmuş, 8 adet VLS eklenmiştir.
VLS’lerde 32 adet ESSM hava savunma füzesi bulunuyor. Böylece gemilerin hava
savunma kabiliyeti artırılmıştır.
Sonuç olarak geminin Gabya
sınıfı olan 4 gemimizden biri olduğuna yüzde 100 emindik.
Daha sonra bölgede bir
değil, 2 gemi olduğunu gördük. Yine sosyal medyaya düşen bir fotoğrafta 2 Türk
fırkateyinin Libya/Trablus açıklarında ilerlediği görülüyordu.
Gemilerin bizim olduğuna
dair şüphemiz yoktu ama fotoğrafların nerede çekildiğinden emin değildik. Gemilerimiz
belkide 2 Ocak’ta gerçekleştirdikleri Cezayir Limanı ziyareti sırasında
görüntülenmiş olabilirdi?
Konum
Aslında konumu
bulabileceğimiz konusunda hiç ümidim yoktu. Fotoğrafın çekildiği yerde görülen detaylar oldukça sınırlıydı.
Peki fotoğrafta görebildiğimiz detaylar neler?
- Bir sahil şeridi
-Arabalar
-Lamba
-Sarı ve siyah renklerden oluşan parke kaldırımlar.
Peki fotoğrafta görebildiğimiz detaylar neler?
- Bir sahil şeridi
-Arabalar
-Lamba
-Sarı ve siyah renklerden oluşan parke kaldırımlar.
Bu fotoğrafın Libya açıklarında çekildiği iddia ediliyor (teyitsiz)— Turkish Market (@kamerknc) January 28, 2020
Öncelikle fotoğraftaki gemi, Gabya sınıfı fırkateyn, eski adıyla Oliver Hazard Perry.
Bölgede Mısır’da da bu gemilerden mevcut ancak geminin dokunda helikopter S-70B’ye benziyor ki bu bir tek bizde var. pic.twitter.com/5404ZvVtYL
Tam ümitsizliğe düştüğüm anda
ilginç bir şekilde bir takipçimin yorumu dikkatimi çekti.
Sarı siyah kaldırım boyaları libya ya ait muhtemel foto libya dan ancak tarih yeni mi orasını bilmem🤔— 🇹🇷🇹🇷🇹🇷Burak Beşiktaş🇹🇷🇹🇷🇹🇷 (@Burak_TekAskBjk) January 28, 2020
Takipçim, sarı-siyah kaldırımların Libya’ya özgü olduğunu belirtmişti.
Bunun doğru olup olmadığını anlamak için Google’da biraz araştırma yapınca 2018
yılında Misrata ve Trablus civarında kaldırımların sarı-siyaha boyandığı
anların fotoğraflarını buldum.
Araştırma sonucunda bulduğum bir fotoğraf çok dikkatimi çekmişti
neredeyse her detayı fotoğrafın çekildiği yer ile uyuşuyordu. Tek bir şey
hariç. Aydınlatma direkleri. Gruptaki arkadaşlarımızla hararetli bir istişarenin ardından konumun burası olmadığına emin olduk.
Grubumuzda konum konusunda uydudan fotoğraf tarama konusunda az miktarda deneyime sahip olan @_hikka99 bölgeyi taramaya başladı.
Kısa bir sürenin ardından yerel kaynakların da yardımıyla fotoğrafın çekilmiş olabileceği konumu
bulduk.
Fotoğrafın çekildiği yerin önce Libya olduğundan emin olduk. Ardından
sarı-siyah kaldırımların bulunduğu yerleri bularak özele inmeye başladık ve en
sonunda sahil yolunda bulunan yaklaşık 20 km’lik bir bölgede çekildiğini tespit
ettik. Bu bölgede kaldırımların hem sarı-siyaha boyandığını hem de lambaların tamamen uyumlu olduğunu gördük.
20 km uzunluktaki bir konumda daha net bir tespit içinde fotoğrafta daha fazla detay bulunması gerek, bu bizim elimizde yoktu.
20 km uzunluktaki bir konumda daha net bir tespit içinde fotoğrafta daha fazla detay bulunması gerek, bu bizim elimizde yoktu.
Değerlendirmelerimizin doğru olup olmadığını anlamak için birkaç kaynağa
mesaj attım ve değerlendirmelerimizi teyit edebilirler mi diye sordum. Bunların hepsinin gerçekleştiği
yer yine Twitter. Pek bir dönüt alamadım.
Ertesi gün sabah okula giderken Milli Savunma Bakanlığı’nın “Orta
Akdeniz’de NATO’nun Deniz Muhafızı Harekâtı'na destek faaliyeti icra eden TCG
GAZİANTEP fırkateynimiz, tespit ettiği 30 düzensiz göçmeni, yapılan yardım ve
tıbbi desteğin ardından Libya Sahil Güvenlik Komutanlığına teslim etti.” paylaşımını
gördüm ve tespitlerimizin tamamen doğru olduğunu anlamış olduk.
Orta Akdeniz’de NATO’nun Deniz Muhafızı Harekâtı'na destek faaliyeti icra eden TCG GAZİANTEP fırkateynimiz, tespit ettiği 30 düzensiz göçmeni, yapılan yardım ve tıbbi desteğin ardından Libya Sahil Güvenlik Komutanlığına teslim etti.https://t.co/pP59uCvkih#MSB #TSK pic.twitter.com/S2Brj7id4a— T.C. Millî Savunma Bakanlığı (@tcsavunma) January 29, 2020
Bu paylaşımının ardından olay resmiyete dökülünce bölgedeki tüm
gemilerimizi de bir kaynak aracılığıyla öğrendim.
Gabya sınıfı fırkateynlerimiz TCG GÖKOVA, TCG GÖKSU, TCG GAZİANTEP, TCG GEDİZ ve TCG YARBAY KUDRET GÜNGÖR akaryakıt gemisi.
Gabya sınıfı fırkateynlerimiz TCG GÖKOVA, TCG GÖKSU, TCG GAZİANTEP, TCG GEDİZ ve TCG YARBAY KUDRET GÜNGÖR akaryakıt gemisi.
Her ne kadar fırkateynlerimiz göçmenleri kurtarmış olsa da olayın
arkasında başka bir bit yeniği olduğundan emindik.
Ertesi sabah sosyal medyaya bir fotoğraf daha düştü. Önde bir RoRo
gemisi gözüküyordu. Hemen arkasında ise ona eşlik eden Gabya sınıfı
fırkateyimiz. RoRo gemilerinde genellikle araç taşınıyor. Bu gemi ise Lübnan
bayraklı RoRo gemisi “Bana” idi ve Türkiye’den Trablus Limanına hassas askeri
ekipmanlar taşıyordu.
Karar vericiler muhtemeldir ki geminin içindeki ekipmanların
hassasiyetini gözeterek geminin yükünü güvenli bir şekilde Trablus Limanına boşaltabilmesi
için donanmamıza ait gemiyle, Bana’ya eşlik etmişti.
Geminin Bana olduğunu zaten biliyorduk ancak bunu öğrendiğimiz günün
akşamında Fransa Cumhurbaşkanı Macron, Yunanistan Başbakanı Miçotakis ile Paris’te
gerçekleştirdiği basın toplantısında “Geçtiğimiz günlerde Türk gemilerinin
Suriyeli paralı askerleri Libya’ya taşıdığını tespit ettik,” demişti.
Bu adımların, Berlin’de alınan kararlara aykırı olduğunu belirtiyordu ancak Berlin’de hiçbir karar alınmadığı gibi Türkiye’yi tek taraflı olarak silah ambargosunu delmekle ve dış müdahaleyle suçluyordu.
Bu adımların, Berlin’de alınan kararlara aykırı olduğunu belirtiyordu ancak Berlin’de hiçbir karar alınmadığı gibi Türkiye’yi tek taraflı olarak silah ambargosunu delmekle ve dış müdahaleyle suçluyordu.
Halbuki daha sonra kendilerine ait olduğu ortaya çıkan Javelin
füzelerini unutmuştu.
Dün Libya/Geryan’da Hafter’e bağlı güçlerden ele geçirilen Javelin ATGM’ler. pic.twitter.com/yAoWZnQ4sx— Turkish Market (@kamerknc) June 28, 2019
Fransa’nın Hafter'e askeri ekipman desteği zaten sınırlı (özel kuvvet askerleri koordinasyon sağlıyor) ancak böylesine ciddi
teknolojiye sahip bir silahın dahi Hafter’e verilmiş olması durumun ciddiyetini
ortaya koyuyor.
Macron’un silah ambargosunu pervasızca deldiği halde suçlamadığı diğer
ülke ise BAE.
Birleşik Arap Emirlikleri 12 Ocak’tan bu yana Libya’ya 50’den fazla
uçakla 3.000 ton askeri ekipman yığdı.
Bunun neye hazırlık olduğunu hepimiz biliyoruz.
El Cezire’nin alıntıladığı Fransız “Intelligence Online” sitesine göre
BAE’nin son 2 haftada Hafter’e yolladığı askeri destekler, bütün bir yıl
boyunca verilen desteklere eşdeğer.
Daha sonra ise Fransız medyasından bu haber sızdı.
Le Monde’un haberine göre dün Fransız uçak gemisi Charles de Gaulle’den kalkan bir Rafale savaş uçağı gözlem görevi sırasında Ankara tarafından Trablus’a yollanan ve Trablus Limanına ağır zırhlı araç indiren bir gemi tespit etmiş.— Turkish Market (@kamerknc) January 30, 2020
Ardından ise Hafter’e bağlı güçler tarafından sosyal medyaya geminin
içerisindeki ekipmanlar sızdırıldı.
Geminin içinden. Bol bol ZPT :) pic.twitter.com/kQzJAyDc8j— Turkish Market (@kamerknc) January 30, 2020
Sonuç
Gördüğünüz üzere sosyal medyaya düşen tek bir fotoğraf karesinden geldiğimiz nokta burası oldu.
Önce gemiyi, sonra konumu, daha sonra ise bu olayın nasıl ve niçin
gerçekleştiğini anlamış olduk.
Bunların hepsi nasıl mı oldu? Sadece açık kaynaklardan elde edilen bilgilerle.
Terimsel olarak neler mi kullandık? OSINT, GEOINT (uydu fotoğrafı vs.),
crowd sourcing (takiçimin kaldırımlar hakkında verdiği bilgi, grup olarak
hareket ederek sonuca ulaşmamız)
Velhasıl kelam, sosyal medyanın gücünü bir amatörün gözünden görmüş
oldunuz.
Bazı arkadaşlar şunu sorguluyorlar: Niçin bunları koordinatlarına kadar
paylaşıyorsunuz?
Size burada esas anlatmak istediğim şey de bu. Açık kaynaklara düşen bir
bilginin nerelere ve kimlerin eline düşeceğini bilemezsiniz. Bu fotoğrafı
sadece biz değil, dünyanın dört bir tarafından bir sürü insan gördü ve devamını
araştırdı ancak bu sefer sonuca ilk ulaşan biz olduk.
Yeni nesil dijital habercilik üzerine her ne kadar uzman olmasam da Twitter'daki 3 senelik tecrübemin bana çok fazla şey kattığını itiraf edebilirim.
Artık neyin sahte neyin gerçek olduğunu anlamakta zorlandığımız şu günlerde OSINT aslında bir ilaç.
O yüzden gelin bunları sorgulamak yerine OSINT işine merak salalım, araştıralım, beraber öğrenelim, bu alanda iyi bir yerlere gelelim.
0 yorum:
Yorum Gönder